27 Mayıs 2024 Pazartesi
Aşırı el ve koltuk altı terlemesi ameliyatında mutlaka dikkat edilmesi gereken kriter ne?
Uzmanında çok önemli uyarı!
Aşırı el ve koltuk altı terlemesi kişilerin sosyal yaşantısını olumsuz etkiliyor. Uzmanlar, aşırı terlemeye kalıcı çözüm olarak cerrahi yöntemleri öneriyor. Peki Hiperhidrosiz ameliyatları nasıl yapılıyor, riskleri var mı? Ameliyattan sonra terlemenin kesilmesi başka rahatsızlıkları tetikler mi? Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Özkan Demirhan ayrıntıları paylaşarak çok önemli bir uyarıda bulundu.
Aşırı terleme (Hiperhidrozis ) rahatsızlığı yaz –kış, sorunu yaşayan kişileri olumsuz etkiliyor ve sosyal yaşantılarında özgüven sorunlarına neden oluyor. Pek çok geçici yöntemin yanı sıra kalıcı çözüm sunun terleme cerrahisi başarılı sonuçlar veriyor. Ancak bu ameliyatların da tecrübeli göğüs cerrahları tarafından yapılması büyük önem taşıyor. Nedenlerini Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Özkan Demirhan anlattı.
Aşırı terlemenin nedenlerini anlatan Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Özkan Demirhan, "El ve koltuk altındaki terleme göğüs kafesinin içindeki sempatik sistemin aşırı aktivasyonu ile ter yuvalarının aşırı çalışması ile meydana geliyor. Bu yüzden bir hastalık belirtisi değil. Ancak biz hastaların bazı testlerinin yapılmış olmasına dikkat ediyoruz. Tüm hastaların bize gelmeden önce Endokrin uzmanına görünmüş olmasını istiyoruz. Tiroid testlerinin yapılmış olmasını istiyoruz. Belli metabolik testler var, bunların yapılıp yapılmadığına bakıyoruz. Eğer hasta bunları yaptırmamışsa mutlaka endokrinoloji ya da dahiliye polikliniğine gönderiyoruz ya da tam tersi onlar baktı ise bize gönderiyorlar. Hastada ilk baktığımız şey tiroid oluyor. Çünkü tiroidin aşırı çalışması metabolizmayı hızlandırdığı gibi terlemenin de artmasına neden oluyor. Hastanın ailesinde aşırı terleme hikayesi olup olmadığı, uykuda terleme olup olmadığı, her iki tarafta terlemenin olup olmadığı ve yaşadığı bölge, iş ortamının ısı durumunu, kıyafet alışkanlığını sorguluyoruz. Tüm bunları sorguladıktan sonra uygun hastalarda cerrahi müdahale konusunda karar vermek üzere göğüs cerrahisi devreye giriyor." Dedi.
Bu yan etkinin mutlaka bilinmesi gerekiyor!
Aşırı terlemeye yönelik uygulanan tedaviler arasında pek çok alternatif olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Özkan Demirhan, "Çeşitli kremler var, iyontoferez ve ilaçlar var, botox uygulamaları var. Ancak bunların hepsi geçici çözüm sunuyor. Ameliyatlar yüksek oranda kalıcı çözüm sunuyor. Ancak bu ameliyatların da tecrübeli cerrahlar tarafından yapılması gerekir. Göğüs kafesinde belli anatomik uyaranlar var. Ele, koltuk altına ve yüze giden sinirlerin olduğu yerler var. Minik kesi ile tek delikten yaptığımız ameliyatla göğüs kafesinin içindeki terlemeye neden olan sinirleri iptal ediyoruz. Bu işleme Endoskopik Transtorasik Sempatektomi (ETS) (klips kullanırsak klipsli ETS) demekteyiz. Ameliyat genel anestezi ile yapılmaktadır. Ameliyat sonrası bölge bir daha terlemiyor ancak bu ameliyatın hastalar tarafından çok iyi bilinmesi gereken bir yan etkisi var. Vücutta mevcut olan sempatik sistemin bölgesel olarak uyardığı yerler bellidir. Bunlardan ne kadar gereksiz sempatik sinir iptali yapılırsa o kadar çok vücutta reaksiyon terlemesi (kompansatuar terleme) dediğimiz terlemeler olur.
Kompansatuar terlemede sırt, göbek çevresi ve bacaklarda aşırı terleme olabiliyor. Bu nadir bir komplikasyondur ancak bilinmesi gerekir. Bu komplikasyonla karşılaşmamak için biz ameliyatlarda gereksiz sempatik sinir iptali yapmıyoruz. Genelde hasta memnuniyeti yüzde 100'e yakın olmakta. Sonuç olarak hastalarımızın sosyalleşmesine ve yaşam tarzına pozitif katkı sağlıyoruz." şeklinde konuştu.
6 Mayıs 2024 Pazartesi
KALP KAPAK HASTASI, MİTRACLİP YÖNTEMİ İLE YAŞAMA YENİDEN TUTUNDU
Kalp kapak hastalığı nedeni ile yürümekte ve nefes almakta zorluk çeken hasta, ameliyatsız olarak uygulanan kalp kapak tedavisi yöntemi ile sağlığına kavuştu. “Bu halde yaşamanın mümkün olmadığını düşünürken, ameliyattan sonra benim için yeni bir hayat başladı. “dedi.
İki ay önce yaşadığı ileri kalp yetmezliği nedeni ile halsizlik, nefes darlığı, yürüyememe, uyumakta güçlülük gibi sorunlar yaşayan 52 yaşındaki Ramazan Sarcan, tecrübeli Kardiyolog Doç. Dr. İsmail Ateş tarafından uygulanan ameliyatsız Mirtaclip yöntemi ile sağlığına yeniden kavuştu. Aynı seansta kalbine üç kablolu pil taktıklarını da ifade eden Dr. İsmail Ateş, “Hasta altı ay önce ciddi bir kalp krizi geçirmiş. Daha sonra da sık sık rahatsızlanarak, neredeyse iki günde bir hastaneye gitmek zorunda kalmış. Bu durumdaki hastalarda genelde çok sık rastladığımız bir tablo bu. Bize geldiğinde durumu gerçekten çok kötüydü. Yürüyemiyordu, yemek yiyemiyordu, nefes almakta zorluk çekiyordu. Açık cerrahi şansı bulunmayan Ramazan Bey, ameliyatsız kapak tamiri yöntemi olan Mitraclip için uygun bir vakaydı. Ancak ileri kalp yetmezliği nedeni ile riski çok yüksekti. Ameliyat başarılı geçti ve aynı seansta hem Mitraclip işlemi yaptık hem kalbine üç kablolu pil taktık. İşlemden hemen sonra Ramazan beyin şikayetleri olumlu yönde düzelmeye başladı. İki ay sonra geldiği kontrol muayenesinde hastamızı sağlıklı ve moralli görmek bizi de hem çok mutlu etti hem de gururlandırdı, “dedi.
Yaşadığı süreci anlatan Ramazan Sarcan,”Yürüyemiyordum hatta kıpırdamaya dahi halim yoktu. Yakınlarım, ‘Hocam lütfen geri göndermeyin, bir şeyler yapın.’ demişler İsmail beye. Allah’a şükür ameliyattan sonra iki aydır ayaktayım. Şu anda çok rahatım. Geziyorum, dolaşıyorum, dilediğim her şeyi yiyebiliyorum. Bu iki ay içerisinde hiç hastaneye yatmadım. Yattığım zaman hiç rahatsızlık yaşamadan uyuyorum. Daha önce yatamıyordum. Sanki birisi beni boğuyormuş gibi, nefes alamıyordum. Şimdi ise saatlerce deliksiz uyuyabiliyorum. Çok iyiyim. Doktoruma teşekkür ediyorum.” dedi.
AMELİYAT ŞANSI BULUNMAYAN UYGUN HASTALARA TEDAVİ ŞANSI DOĞUYOR
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. İsmail Ateş uyguladıkları yöntemlere dair ayrıntıları da paylaştı. Dr. Ateş sözlerine şöyle devam etti: "Mitraclip metodu anjiyo yöntemiyle uygulanıyor. Göğüste hiçbir kesinin olmadığı, kasıktan yapılan bu işlem 1-1,5 saat sürüyor. Bu yöntemle aynı anjiyo gibi sağ kasıktaki toplardamardan girerek mandallama yöntemi ile mitral kapak tamiri yapıyoruz. Mitral kapak ön ve arka yapraktan oluşuyor. Anjiyo metoduyla kateterle kasık toplardamarından girilip, karın içindeki büyük toplardamara geçilerek kalbe ulaşılıyor. Sonrasında damar içindeki kateter kanalıyla mitral kapak seviyesine kadar mitraclip cihazı ulaştırılıyor. Mitraclipin kanatları bu noktaya ulaştığında açılıyor. Problemli olan kalp kapak kısımları mitraclipin kanatları altına alınıyor ve hedeflenen kapak yapısı sağlanınca dikişler karşılıklı olarak tutturuluyor. Bu noktada kapakta yeterli kapanma sağlandığı test ediliyor. Bu şekilde kapak tamir edilmiş oluyor ve hastalar 1 gün sonra normal hayatlarına dönmek üzere taburcu ediliyorlar. İşlem sonrasında hastaların öncelikle kalbe bağlı nefes alamama, nefes düzensizliği yakınmalarında azalma meydana geldiği gibi, kalp büyümesi duruyor ve hastaların hareket kapasiteleri artıyor.”
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)