25 Ocak 2020 Cumartesi

Türkiye’de saç ekim turizminde tehlike çanları!


Saç ekimi turizmi bu yıl düşüş yaşadı
 
Son 15 yılın turizm ve sağlık alanında en büyük gelir kaynaklarından biri olan Saç Ekimi yükseliş ibresini aşağıya doğru çevirdi. Sağlık Yönetim Uzmanı Songül Alcı, Türkiye’de Saç Ekimi hizmetinde yaşanan bu düşüşün sebeplerini anlattı.
 

Sağlık Yönetimi Uzmanı Songül Alcı “Türkiye bir saç ülkesi” durumundaydı, yurtdışından gelenler için ekonomik paketler ve kaliteli iş Türkiye’yi cazip kılıyordu. Fakat yurtdışı kliniklerden cazip teklifler alan sağlık personelimiz artık yurtdışına götürülüyor. Personel yetiştiriyor ve 3-4 ay yüksek ücretlerle çalıştırılıyor. Sağlık personelleri ise yurt dışındaki kliniklerden aldığı yüksek ücretlere hayır diyemiyor. Gidip saç ekip, personel yetiştirme karşılığında 3-5 ay yüksek ücretlerle anlaşma yapıyorlar. Hatta ailelerini, çocuklarını, oturumlarını alarak o ülkelere yerleştiriliyorlar. Ancak bunun ülkemize verdiği zararı fark edemiyorlar” dedi.
 
Son 6 yılda “Ayağa hizmet” şeklinde başlatılan bu hizmetler çığırından çıktı. Türkiye’de birçok sektörü etkileyen ve önemli gelir kaynaklarından olan Saç Ekimi Turizminin geçen yıllara oranla bu yıl % 50 düşük kapasite ile çalıştığını belirten Songül Alcı, saç ekim merkezlerinin denetimsizliği ve eğitimsiz personelin var olan kaliteyi düşürdüğünü de sözlerine ekledi. Alcı, “yıllardır denetimsizliği fırsat bilerek hizmet veren merdiven altı kurumların, sağlık personeli bile olmayan kişiler tarafından verilen hizmetlerin yarattığı acemilikler ve kötü sonuçlar yurt dışı hastalarının güvensizliğine yol açtı” dedi.
 
Bu gidişata bir dur demeli!
Evde canı sıkılan Sağlık Turizmi yapmamalı!
Sağlık Personeli yurtdışında rahat rahat gidip işlem yapamamalı!
 
“Bu gidişata bir dur demeli” diyen Songül Alcı, “bu yıl saç ekimi sezonu iyi açılmadı, telefonla arayan hastalar en düşük fiyatları bile yüksek buluyor. Kısa sürede yüksek ücretler kazanan sağlık personeli işi kaptırdığının farkında değil. Saç ekim merkezlerinin çok ciddi bir ekonomik girdisi ve dağılımı var. Uçak biletinden, taksiciden, restoranlardan, otellere kadar düşünecek olursanız büyük bir kitle ve çeşitli sektörler bu işten kazanç sağlıyor. Ayrıca medikal malzeme sağlayıcıları Türkiye’den çok yurt dışına malzeme gönderdiklerini söylüyorlar. Çin, Kaliforniya, Kazablanka, Bakü, Filistin, İsrail, Arnavutluk, Avrupa’nın ve Ortadoğu’nun birçok ülkesinde Türk sağlık personelleri çalışıyor. Ellerinde çanta havalimanlarında hafta hafta ve ülke ülke dolaşarak biriktirilmiş hastaların işlemlerini yapıyorlar.
Türkiye’deki asıl kliniklerse bu yıl ellerinde telefonun çalmasını bekliyor. Türk vatandaşları bile “burada artık daha ucuz neden gelelim ki “ diye gelmez oldular.
Dış ülkelerde, reklam verme zorlukları oluşturulduğu gibi, pek çok ülkede Türkiye hakkında yapılan olumsuz yayınlar, kötü sonuçların yayılması ile hastaların tercihlerini etkilemesi hem saç ekim merkezleri hem de ülkemiz için büyük bir maddi kayba sebep oluyor” dedi.

17 Ocak 2020 Cuma

OBEZİTE OPERASYONLARIYLA İLGİLİ EN ÇOK MERAK EDİLENLER


Türkiye’de diyet ve egzersize rağmen kilo veremeyen, Vücut Kitle İndeksi (VKİ) 40 ve üzerinde bulunan, morbid obez olarak tanımlanan 2.5 milyon insan var. Uzmanlar, bariatrik operasyonlarla bu kişilerin yaşam kalitelerinin artabileceğini ve hatta ömürlerinin uzayabileceğini belirtiyor.

Hastaların bir kısmı daha sağlıklı bir hayatı hemen tercih ederken, bir kısmı da kafalarına takılan sorular nedeniyle ameliyattan kaçınıyor. Obezite Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Emin Ersoy, bariatrik operasyonlarla ilgili en çok merak edilen 10 soruyu yanıtladı.

1-İstediğim yöntemi kendim seçebilir miyim?
Obezite tedavisinde endoskopik ve cerrahi olmak üzere pek çok farklı seçenek var. Mide balonu ve mide botoksu endoskopik uygulamalardır. Cerrahi olarak ise tüp mide ve gastrik by-pass sık tercih edilir. Hangi yöntemin kim için uygun olduğu bazı kriterlere bağlıdır, bunun kararını hasta veremez. Hastanın kilosu ve yandaş hastalıkları, cerrahın değerlendirmeleri yöntemi belirler.

2- Kalp hastası olanlar bariatrik cerrahiye uygun mudur?
Evet uygundur ancak operasyon öncesi kardiyoloji doktorunuzla görüşmenizde fayda var. Bariatrik cerrahi, kalp hastalıklarıyla ilgili bazı sorunların düzelmesine yardımcı olmaktadır. Bunlar; yüksek kan şekeri ve kan yağları, kolesterol, kalp büyümesi ve damar hastalıklarıdır.

3- Karın bölgesiyle ilgili daha önceden yapılan operasyonlarameliyatımı engeller mi?
Hayır, engellemez. Cerrahınıza ve anestezi doktorunuza daha önceden geçirdiğiniz ameliyatlar hakkında bilgi vermeniz gerekir. Özellikle abdominal ve pelvik bölgelerdeki operasyonlar unutulmamalı. Çocukluğunuzda yapılanlar müdahaleler hakkında da bilgi sahibi olmanızda fayda var çünkü cerrahınız bu konuda sorular sorabilir ya da raporlarınızı isteyebilir.

4-Tip 2 diyabet hastası olmak ameliyatı daha riskli hale getirir mi?
Hayır getirmez. Diyabetli hastaların diyabetli olmayan hastalara göre daha fazla risk altında bulunduğunu gösteren bilimsel bir çalışma yok. Bazı araştırmalar, bariatrik cerrahiler sonrası tip 2 diyabet şikayetlerinin büyük kısmının düzeldiğini ya da tamamen ortadan kalktığını göstermektedir.

5-İşime ne zaman dönebilirim?
Hastalar genelde 10-15 gün sonra işlerine geri dönmektedir. Bu süre, kişinin mesleğine göre değişir. Ağır bir işte çalışan kişiyle, masa başında olması gereken bireyin durumu farklıdır. Laparoskopik cerrahi, bu konuda avantajlar sunmaktadır. Yara izi ve dikiş olmadığı için hasta daha çabuk iyileşir.

6-Ameliyatın hemen sonrasında yemek yiyebilecek miyim?
Tüp mide ameliyatının ardından vücudun iyileşme ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarına uyum sağlamasına yardımcı olan beş aşamalı bir diyet uygulanır. Hasta bu süreçte daha küçük porsiyonlarda ve daha sık yemek yemesi gerektiğini öğrenir. İşlemden sonraki ilk iki hafta berrak sıvı diyeti yapılır. Bu diyet; ishal, kabızlık ve aşırı su kaybı gibi komplikasyonları önlerken, vücuda iyileşmesi için ihtiyaç duyduğu zamanı verir. 

7-Spor yapmaya ne zaman başlayabilirim?
Egzersize ne zaman başlayacağınıza doktorunuzla birlikte karar vermelisiniz. Operasyon sonrasındaki ilk bir ay dikkatli olmalısınız. Spora hafif yürüyüşlerle başlayabilirsiniz. Güç ve efor gerektiren egzersizler için acele etmemelisiniz.

8-Operasyondan ne kadar süre sonra hamile kalabilirim?
Obezite ameliyatı geçiren kadınların bir yıldan önce hamile kalması tavsiye edilmez. Bu süreçte vücut, ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri depolamış olur. Vücuttaki fazla yağ dokusu, doğurganlığı azaltır. Ayrıca insülin direnci, yumurtalık kistleri, gebeliğe bağlı kalp ve tansiyon hastalıkları risklerini de artırmaktadır. Hamilelik sürecini de olumsuz etkileyerek, bebeğin ileride obez olmasına yol açabilir.

9-Vitamin ve mineral desteklerini ne kadar süre kullanmalıyım?
Ameliyat sonrasındaki hayatınız boyunca multivitamin almanız gerekmektedir. D vitamini, demir ve kalsiyum gibi mineralleri dönem dönem daha yüksek dozlarda almanız tavsiye edilebilir.

10-Tekrar kilo alır mıyım?
Kilo verme cerrahisi tek başına bir çözüm değildir. Beslenme ve egzersiz tavsiyeleriyle yeni bir yaşam tarzı edinen kişilerde kalıcı etkiye sahiptir. Kilo verdiği için birkaç yıl sonra eski alışkanlıklarına dönen insanların tekrar kilo alması kaçınılmazdır.