Basit
bir göz kararması, baş dönmesi, elde ve kolda meydana gelen anlık güçsüzlük ile
bir anda elden bardağın düşmesi, ayakta güçsüzlük ve geçici görme kaybı gibi
belirtiler şah damarı kaynaklı inmeyi işaret ediyor olabilir. Uzmanlar bu
belirtilerden herhangi birinin yaşanması durumunda mutlaka uzmana başvurmak gerektiğinin
ve tedavisinin yapılması gerektiğinin altını çiziyor.
58 yaşındaki Atilla Kılınç 2 yıl önce benzer şikayetlerle
doktora başvurduğunda yapılan anjiyodan sonra stent takılması gerektiği
söylendi kendisine. Ancak Kılınç’ın tedavisini ihmal etmesi sonucu geçtiğimiz
günlerde baş gösteren felç atakları sol kolunda ve sol bacağında inmeye neden
oldu. Damarı tıkayan plakların aşırı yumuşak olmasından dolayı stent alternatifi
tamamen ortadan kalkan hastaya Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yusuf
Kalko ve ekibi açık ameliyatla müdahale etti. Başarılı bir ameliyatın ardından yüzde
98 tıkalı olan şah damarı açılan hasta sol kolunu ve bacağını hareket ettirmeye
başladı. Şikayetlerinin baş ağrısı ile kendini gösterdiğini ifade eden Atilla
Kılınç,” Çok ciddi baş ağrısı şikayetim vardı. Bir süre sonra sol kolumu
hareket ettirememeye başladım. Yakınlarım ambulans çağırdı ve hastaneye
götürüldüm. Burada ikinci defa felç atağı geçirdim. Bu sefer sol bacağımı da
hareket ettiremeye başladım. Hemen Anjiyo yapıldı ancak sonuç alınamadı. Damarlarımdaki
plakların çok yumuşak olmasından dolayı başka bir müdahale yapılamayacağı
söylendi. Yoğun bakımda kaldım bir süre. Bu süre zarfında yakınlarım Yusuf hocaya
ulaşmışlar. Tetkiklerden sonra ameliyatımı yağabileceğimi söyledi. Artık ihmal
etme durumum söz konusu olmadığı için hemen ameliyat olmayı kabul ettim. İyi ki
kabul etmişim. Ameliyattan sonra sol kolum ve bacağım hareket etmeye başladı. Tedavimin
hastanede tamamlanmasının ardından da yürüyerek evime gittim.” dedi.
Başarılı bir ameliyatla şah damarı açıldı.
Atilla Kılınç’ın ameliyatını yapan Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı
Prof. Dr. Yusuf Kalko hastayı değerlendirerek,” Hastanın sağ şah damarı yüzde
98 tıkalıydı. Birkaç yıl önce de benzer bir atak geçirmiş hastamız. Eğer o
zaman tedavisini yaptırsaydı böyle bir durumla karşılaşmayabilirdi. Bu yüzden
inme belirtileri konusunda biz sık sık uyarılarda bulunuyoruz. Baş dönmesi,
geçici görme kaybı, kolda ve bacakta güçsüzlük, geçici şuur kaybı ve konuşma
bozukluğu gibi belirtileri dikkate almamız hayati önem taşıyor. Bu belirtiler
genelde geçiştiriliyor ve bundan dolayı tedaviler gecikebiliyor. Oysa ki inme
bugün ülkemizde ve dünyada ölüm oranlarının başında geliyor. Bu yüzden kesinlikle
ihmal edilmemeli. Atilla bey de ihmal etmiş. Bize geldiğinde sol kolu ve sol
bacağı hareket etmiyordu. Meslektaşlarımız stente uygun olmadığını söylemişler.
Bu doğru. Çünkü damarını tıkayan plaklar çok yumuşaktı. Böyle bir durumda stent
takılması mümkün olmamaktadır. Biz de inme cerrahisi yöntemi ile ameliyat
etmeye bu yüzden karar verdik. Lokal anestezi ile şah damarını açarak plakları
temizledik. Ancak bu plağın bu derece yumuşak olması bizim de ameliyatımızın
riskini arttırıyordu. Normalde yüzde 1-2 riskle yapıyoruz bu ameliyatları.
Atilla beyi yüzde 5 riskle opere ettik. Çok şükür her şey yolunda gitti ve
damarı plaklardan temizledik. Ameliyattan hemen sonra hasta sol kolunu ve
bacağını hareket ettirmeye başladı. Taburcu olduğunda da yürüyordu. Ancak tekrar
ediyorum. İnme ciddi bir rahatsızlık. Görülme oranları günden güne arttığı gibi
görülme yaşı da genç yaşlara kadar indi. Bu yüzden sıraladığım belirtileri
yaşayan mutlaka uzmana başvurmalı. Ailesinde inme hikayesi olanlar 40 yaşından
sonra mutlaka her yıl şah damar ultrasonu yaptırmalı. Aile hikayesi olmayan
ancak sigara, stres, sağlıksız beslenme, hareketsizlik gibi olumsuzlukları
barındıranlarında 50 yaşından sonra mutlaka her yıl düzenli şah damarı
ultrasonu yaptırmaları gerekir.” şeklinde konuştu.